Çarşamba, Kasım 24, 2010

Alakaya Maydanoz #3 ; İddaa & Dürüm


İddaa oynamıyorum 3-4 gündür. Mutluyum, huzurluyum bu sebepten dolayı. İşlerime daha rahat konsantre olabiliyorum, para kaybetmediğim içinde nötr durumda kalabilmeyi becerebiliyorum. Laf aramızda ; iddaa oynamamak için kendimi başka şeylere odaklanmaya zorluyorum. Şu günlerde üstüne yoğunlaştığım şey ; yemek yemek(ikileme yok, kelimelerden birisi yüklem ehehe). İddaa bayiisinin yanındaki dürümcü favori mekanım, arkadaşımla birlikte gidip en güzelinden dürüm yiyoruz kaç gündür. Dürümden sıkıldığımız zaman, bu sefer başka bir iddaa bayiisinin karşısındaki dönercide alıyoruz soluğu. Envai çeşit yemeğe rastlamak mümkün bu dönercide, şu sıralar goralı yiyorum. Arada dönerde yiyorum tabii büfenin kendine özel ayranıyla. O ayranı içerken karşıdaki iddaa bayiine bakıp bakıp iç geçirmiyor değilim, ancak oynamıyorum. Çünkü oynadığım zaman kazanamayacağımı biliyorum. Eskiden kazanma oranım haftada bir iken, şu sıralar bu oran üç haftada bire düşmüştü. Kaybetmeyi alışkanlık haline getirmiş Anadolu takımları gibiydim mübarek, sürekli kaybediyordum. İşte paragrafın en başında da belirttiğim gibi bu sebepten dolayı iddaayı bıraktım. Kendimi yemeğe vermem ise bu olayın garip bir yan etkisi gibi durmakta. Aileden gelme sporcu bir kimliğim olduğu için kilo sorunum yok, ancak sağlıklı beslenme denilen mevzuya pek uymuyorum şu sıralar. Velhasıl-ı kelam şu sıralar iddaa denildiğinde aklıma dürümden başka bir şey gelmiyor, iddaayı tamamen bıraktığımı söyleyemem ancak şu sıralar mevzuatım budur. Umarım uzun sürede böyle kalır...

Hiç yorum yok: