Cumartesi, Ocak 02, 2010

SPEKÜLATİF DEFORMASYON


Son dönemlerin en popüler oyuncusuyla başlarsak herkes için daha hayırlı olacak, böylece bütün kinimi kusabilirim. Herkesin tahmin edebileceği gibi bu popüler arkadaş, şahsına münasır kişiliğiyle tanıdığımız Ron Artest. Önce Chigago'da oynadığı dönemde soyunma odasında içki içtiğini açıklamıştı bu değerli zaat. Güya salonun yanındaki içkici dükkanından içki satın alıyor ve bu içkileri soyunma odasındaki dolabında saklıyormuş, ayriyetten bunu kimse görmüyormuş ne hikmetse. Bu biraz bayat bir haber, geçelim ikinci mevzusuna. Bildiğiniz üzere son üç maçı kaçırdı. Bunun sebebi resmi ağızlardan söylenene göre ; evinde merdivenden düşüp, kafasını, gözünü yarmasıymış. Sizce inandırıcı mı ? Söz konusu Artest olunca, inandırıcılık biraz komik geliyor. Durun bakalım yakında bunun da kokusu çıkar.

Artest'i bırakıp takımına bakalım. L.A bildiğimiz L.A. Kobe, hakikaten sınırlarını aştı. O çatlak parmakla yaptıklarını dünya üzerinde başka bir canlı yapabilir mi ? Bilmiyorum. Acıya bu kadar dayanabilen NBA'de başka adam yoktur herhalde. Takımın diğer yıldızı Pau Gasol ise sakatlığı atlattığından beri müthiş oynuyor, tabi Cavs maçını bir kenara koyarsak. Forvet ve Pivot demeden iki bölgeyi de müthiş karartıyor. Hele Odom ve Bynum'un şu an ki durumlarını göze alırsak Lakers'ın buna ihtiyacı var. Fakat Gasol, Cavs maçında olduğu gibi kitlenirse işleri Artest'e kalır, işte o zaman da Artest oyunun, takım ruhunun içine eder.


Lakers'ın en büyük problemi ; herhalde oyun kurucu problemidir. PG bölgesinde oynayan Derek Fisher'ın artık miladını doldurduğu su götürmez bir gerçek. Ara sıra bir kaç önemli şut atsa da artık o seviyeyi kaldıramadığını herkes biliyor. Backup PG, canımız ciğerimiz, Jordan Farmar'ımız. Ya bir oyuncu NBA'e adım attığı günden beri nasıl olur da bir gelişme göstermez ? Bu Farmar denilen oyun kurucu bozması, ekalliyeti kaybetmekten korkan Osmanlı Devleti gibi sürekli geriliyor. Farmar hakkında biraz daha yazarsam ya kendimi kaybedip küfürler savurucam ya da o kepçe kulaklarıyla dalga geçeceğim. Neyse geçelim Lakers'ın diğer bir sıkıntısına. Otoriteler tarafından ligin en iyi kadrosu olarak kabul edilen Lakers'ın çok büyük bir problemi var. Bunu bize gösteren Cavs koçu ; Mike Brown oldu. Lakers'ın pota altına kitleyen Cavs bütün işi Kobe'ye yüklettirmişti, hatırlayacağınız üzere. Lakers'ı bu ve bunun gibi durumlardan kurtarmanın en iyi yolu dış şutlardı. Fakat Lakers'da bu dış şutları atacak bir adam yok. Bu rol Vujacic'in üstünde ama onunda son zamanlardaki en iyi hareketi Maria Sharapova ile çıkmak. Kafayı karıya kıza mı taktı ? yoksa ailevi bir problemi mi var bilmiyorum. Atalarımızın güzel bir sözü vardır ; Kılavuzu karga olanın diye başlar. İşte rolü şutör mü ? yoksa karga mı ? bunu daha kendisi bile bilmiyor. Aslında Lakers bu durumu transfer yapmadan kendi içinde çözebilir. Ellerinde Adam Morrison gibi kalburüstü bir şutör var. Onu kullanırsalar Vujacic'den daha faydalı olacağına eminim. PG sıkıntısınıda Shannon Brown'ı ilk beşe yerleştirerek çözebilirler, fakat onu da PG oynatırsalar ortaya backup SG sıkıntısı çıkacak.

Takas dedikodularına gelirsek. Şu an için takasını isteyen en önemli isim ; T- Mac. Şuanda NBA'in en fazla maaş alan oyuncusu konumunda olmasına rağmen mali açıdan rahatlamak isteyen takımların gözdesi. Bunun sebebi sözleşmesinin son senesinde olması. Onu en çok isteyen takım heralde NY Knikcs'dir. Önümüzdeki yaza salary capı boş bir şekilde girmek isteyen New York onun için bütün yararlı parçalarını vermeye hazır. Fakat bir sorun var ki Jared Jeffries ve Eddy Curry kazmalarından bir tanesinden de kurtulma amacı var. Bu takası biraz zora sokuyor. T- Mac'i isteyen klüpler arasında Cleveland ve Lakers'da yer alıyor. Özellikle Cavs'ın uzun zamandır 2-3 numara oynayabilen bir oyuncu aradığı biliniyor, ama onlarında ilk hedefi Michael Redd. Yani T-Mac onlar için ikinci planda. Lakers için de aynı durum söz konusu, onlarda Caron Butler ile ilgileniyor. Hangi takıma giderse gitsin, T-Mac, T-Mac'tir. Umarım eski günlerine dönebilir. Kendisinin sponsoru olan adidas'ın sloganı gibi ; ''Impossible is Nothing''.

Takas demişken Portland'dan bahsetmemek olmaz. Özellikle Oden ve Przybilla'nın sakatlıkları nedeniyle pivot bölgesine bir arayışları olduğu biliniyor. Şu an için pivot rotasyonunda kullandığı isimlere bakarsak biraz acele etmeleri gerekiyor zannımca. Wizards'tan Blatche'i koparabilirlerse onlar için müthiş olur, bu transferi ellerindeki PG'lerden birisini vererek yapabilirler.

Orlando'dan bahsederek kapatalım. Magic şuan ligdeki en iyi oyunlardan birisini oynuyor. Vince Carter liderliğinde, çok değerli parçalarla ligin zirvesinde kalmayı başarıyorlar, ama onlarında bir sorunu var. Onların sorunu Dwight Howard'a yeterince top indirememeleri. Hidayet'in ayrılmasıyla birlikte sanki onu unutmuş gibi oynuyorlar. Howard sadece defansa yönelik oynarsa bu onlar için felaket olur. Bu sorunu hallettikten sonra şampiyonluk iddialarını daha da güçlendirirler, hatta belki de en büyük aday olurlar çünkü Howard bir final tecrübesi yaşadı ve bu onu daha güçlü kılıyor ayrıca Orlando'nun şampiyonluk yaraşındaki rakiplerinde onu tutucak seviyede bir oyuncu yok...

Hiç yorum yok: