Pazartesi, Kasım 29, 2010

Pique'nin Gol Atması İçin Beş Sebep...

  1. Bağış Erten ntvmsnbc'de ki görüşünde Barcelona'nın boy ortalamasının şakayla karışık 1.60(!) olduğunu belirtmiş. İlk sebep olarak bunu gösterebiliriz. Pique'nin boyunun 1.92 olduğunu da düşünürsek, bu kısaların arasından sıyrılıp gol atması mantıklı bir seçenek gibi durmakta.
  2. Pique'nin forvet özellikleri ve Guardiola'nın onu zaman zaman gol atmak için forvet gibi kullanması.
  3. İkinci sebebe müteakiben, Mourinho'nun oyun felsefesini defansif bir mantalite üstüne kuracak olması, bundan dolayı Pique'nin öne çıkışlarının fazlalaşacağını düşünmem... (defansif oynayacak görüşü tamamen bana aittir, sonra ''nereden biliyon lavuk'' denilmesin.)
  4. FanGirl camiasının duaları (ehehe bunu kıçımdan uydurdum kabul).
  5. Higuain'in oynamayacak olması...

Cumartesi, Kasım 27, 2010

HADDİNİZİ BİLDİRMEYE GELİYORUZ !



Sırf şu tezahüratı yapan insanların(!) ağızlarının payını vermek için geliyoruz oraya. Zeka küpü tribüncülere takımımızı alkışlatmaya geliyoruz. Anladınız işte öyle veya böyle geliyoruz...

Çarşamba, Kasım 24, 2010

Alakaya Maydanoz #3 ; İddaa & Dürüm


İddaa oynamıyorum 3-4 gündür. Mutluyum, huzurluyum bu sebepten dolayı. İşlerime daha rahat konsantre olabiliyorum, para kaybetmediğim içinde nötr durumda kalabilmeyi becerebiliyorum. Laf aramızda ; iddaa oynamamak için kendimi başka şeylere odaklanmaya zorluyorum. Şu günlerde üstüne yoğunlaştığım şey ; yemek yemek(ikileme yok, kelimelerden birisi yüklem ehehe). İddaa bayiisinin yanındaki dürümcü favori mekanım, arkadaşımla birlikte gidip en güzelinden dürüm yiyoruz kaç gündür. Dürümden sıkıldığımız zaman, bu sefer başka bir iddaa bayiisinin karşısındaki dönercide alıyoruz soluğu. Envai çeşit yemeğe rastlamak mümkün bu dönercide, şu sıralar goralı yiyorum. Arada dönerde yiyorum tabii büfenin kendine özel ayranıyla. O ayranı içerken karşıdaki iddaa bayiine bakıp bakıp iç geçirmiyor değilim, ancak oynamıyorum. Çünkü oynadığım zaman kazanamayacağımı biliyorum. Eskiden kazanma oranım haftada bir iken, şu sıralar bu oran üç haftada bire düşmüştü. Kaybetmeyi alışkanlık haline getirmiş Anadolu takımları gibiydim mübarek, sürekli kaybediyordum. İşte paragrafın en başında da belirttiğim gibi bu sebepten dolayı iddaayı bıraktım. Kendimi yemeğe vermem ise bu olayın garip bir yan etkisi gibi durmakta. Aileden gelme sporcu bir kimliğim olduğu için kilo sorunum yok, ancak sağlıklı beslenme denilen mevzuya pek uymuyorum şu sıralar. Velhasıl-ı kelam şu sıralar iddaa denildiğinde aklıma dürümden başka bir şey gelmiyor, iddaayı tamamen bıraktığımı söyleyemem ancak şu sıralar mevzuatım budur. Umarım uzun sürede böyle kalır...

Cumartesi, Kasım 20, 2010

İyi Günde, Kötü Günde ?



''Merhaba, ben Türkiye'nin en eğlenceli, en yaratıcı, en sadık taraftar gruplarından birine sahip olan Beşiktaş takımının destekçisi'. Böyle bir cümle kurmayı inanın çok isterdim, ama kuramıyorum ne yazık ki... Gol atınca ''Beşiktaş'ımızın 2.golü 23 numaraaa Filiiiip Holossskoo'' diye bağıran tribünlerin maç sonunda ''Siktir git Holosko'' diye tempo tutması bu cümleyi kurmama engel oldu maalesef. Biz de iki yüzlü olduk kimse kusura bakmasın... Holosko'yu sevmezsin, hatta nefret bile edebilirsin ancak bu sana o adama küfretme hakkını vermez. 


Biz ki sosyalist geçinen bir taraftar grubuyuz, biz ki işçilerin, emekçilerin yanındayız, ama yine biz işini yapmak için çaba sarf eden bir adamın emeğini sikmekten geri kalmıyoruz. Bugün Holosko, yarın Tabata ! Hakan'a küfredildiği gün gösterilen dirayet bugün gösterilse çok farklı şeyler olabilirdi. Takım ruhu olayı var ya ona büyük bir katkıda bulunurdu işte o taraftarlar, tabii ayrım yapılmasaydı. Madem yerli ile yabancıyı ayırıyorsunuz, o zaman Tayfur'un kulübede olmamasına niye ses çıkarmıyorsunuz ? Bir umudum vardı, onu da sikip bıraktınız büyük tribüncülerimiz. Sağolun...

Pazar, Kasım 07, 2010

Özledik #2 ; Amaral...



Özledik be seni Amaral. Müslüm baba diye tribünleri inletmeni, o sempatik surat ifadeni, o mazlum bakışlarını... Özlemişiz işte.