Pazar, Eylül 19, 2010

Facebook Taraftarlığı - Çocukluk



Zamanında ; biz çocukken Facebook felan yoktu. Facebook'u bırakın, bilgisayar bizim için bir hayaldi. Bilgisayarımız olmadığı için en büyük eğlencemiz ''karne hediyesi'' olarak bize alınan bisikletlerdi. Şehrin boğukluğundan ancak o bisikletlerle kaçabilirdik. Bazen bir dondurmacıda durup ''karışık-çikolata soslu'' birer dondurma alıp yolumuza öyle devam ederdik. Kendimize bazı özel yerler de edinmiştik. Hatta hiç unutmam bir bahçeye ''bisiklet otoparkı'' adını vermiş  idik. Zamanın amerikan çocuk filmlerinde ; bütün çocukların bir mekanı olurdu bu bir ağaç ev veya gizli bir bölme olurdu genellikle. Bizimki de o hesap işte. Bisiklet otoparkını kendimize yer edinmiştik, orası bizim mekanımızdı. Orada yer, içer, dinlenir ve tüm bu aktiviteleri yaparken sohbet ederdik. Sohbetlerimiz genellikle futbol etrafında şekillenirdi. Elimizde sıcaktan eriyen dondurmalarla gayet güzel ve seviyeli bir futbol muhabbeti edebiliyorduk. Dedim ya Facebook'umuz felan yok, şimdiki çocukların facebook aracılığıyla gerçekleştirdiği olayı biz o bahçede yüz yüze iken yapıyorduk. Derbi maç mı vardı ? Hemen orada konuşur çocuk aklımızla yorum yapar ve arkadaşlarımıza üstünlük kurmaya çalışırdık. Genelde konuşmalarımız ''tamam olum sahada görüşçez'' şeklinde bitse de iğnelemelerimiz her zaman devam ederdi. Derbinin ertesi günü ise o bahçede küçük bir cümbüş sergilenirdi. ''N'oldu nası koyduk'' tarzında etrafta dolanan bir taraf ''hakem penaltımızı vermedi bikerem'' diye dolanan ikinci bir taraf... Açıkça konuşmak gerekirse o iki taraftan birinde olmanın verdiği hazzı hiçbir şeyden alamadım, sonuçta futbolun amacı eğlenmek ! Biz eğlenmenin babasını yapıyorduk o küçük bahçede. Bizim için takım tutmanın amacı ; eğlenmek ve arkadaşımıza üstünlük kurmak idi. Peki ya şimdi ki çocuklar için durum ne ?


Şimdilerde ise durum farklı... Bizim zamanımızda ki bisiklet ve mekan olayı yerlerini bilgisayar ve Facebook'a bırakmış durumda. Çocuklar tamamen antisosyal bir ortamda sosyalleşiyor desem yanlış olmaz herhalde. Tek bildikleri şey ; video/bağlantı paylaşıp karşısındakine namünasip bir yoldan mesaj vermek. Şimdiki çocuklar takım tutmuş olmak için takım tutuyor, eğlenmek için değil. İşte böyle garip bir homeostoz içinde yeni çocuklar, yada biz homeostoz içindeyiz(ironinin belini kırdım sonuçta iki taraftan biri homeostoz içinde). Facebook'ta ki paylaşımlar o kadar olgunluktan uzak ve aptalca ki insanın sinirlerini über seviyeye çıkarıyor. Bir de bu paylaşımların kaynağı olan gruplar var değil mi ? İşte o grupların benim gözümde dilenciden farkları yok. ''İşte bilmem kaç kişi burada sen nerdesin, yok bilmem arkadaşlarınıza önerin - destek olun'' vs. vs. Bu kadar yılışık ve sinir bozucu olmayı nasıl başarıyorlar inanın bana bilmiyorum. Sorun bu adamların paylaşımları değil, sorun bu adamların pompaladığı düşünceler. Paylaştıkları her bağlantı çocuklar tarafından hiç bir filtreye tabi tutulmadan olduğu gibi kabul ediliyor, çocuklar kendi fikirlerini iki tane dandirik insanın dediklerine göre şekillendirme hatasına düşüyorlar. 12 yaşındaki kardeşim ve 9 yaşındaki kuzenim üzerinde gözlemlediğim kadarıyla bu iş çığrından çıkmış durumda. ''Neden hayat bizim çocukluğumuzda ki gibi değil'' diyen ebeveynlerin serzenişini şimdi daha iyi anlayabiliyorum.


Eveet, iki paragraf iki fark. Bu yazıyı yazmamın tek amacı kendi neslimle yeni nesil arasında ki farkı ortaya koymaktı. İnsanların salak yerine konulduğu bir gerçek bu Facebook grupları sayesinde. Benim kimse üstünde irade kurma hakkım yok ama yine de size naçizane tavsiyem şudur ki bu gruplara prim vermeyin. Unutmayın osuruğa gülenin osuruk kadar aklı vardır...

Hiç yorum yok: