Abdi İpekçi'ye Dünya Şampiyonası maksadıyla yaptığım ikinci ziyaretin notlarını aktarmaya çalışacağım, bu postta. Günahıyla, sevabıyla güzel bir turnuva geçiyor en azından benim için. ''böyle bir turnuva ancak 200 yıl sonra bi' daha burada olur'' muahabbetine girmeyeceğim, ama hakikaten maddi anlamda büyük problemler içine girmeyecekseniz gidin izleyin maçları. En azından oranın havasını koklayın, şampiyonanın ülkemizde yapıldığını idrak edin... İşte notlar ;
- Hırvatistan eski Hırvatistan değil. Özellikle Planinic, eski oyunundan çok uzakta, şutu eskisi gibi değil, çabukluk desen ; ''o ne lan ?'' diyilecek konumda. Yazık gerçekten, böyle bir yıldızın şu duruma düşmesi üzücü.
- Tunus yorgun gözüktü, Hırvat maçında. Takımın yıldızı ya da herşeyi ; Slimane bile kötü oynadı. NOT : Slimane her pozisyonda oynayabiliyor Tunus sisteminde, ayriyeten de hafiften Tolunay Kafkas'a benziyor(!).
- Hırvatistan adına bu turnuva bir geçiş dönemi olarak adlandırılmalı bence. Kaybettiklerinden çok kazandıklarına bakılmalı. Bojan Bogdanovic, Ante Tomic, Marko Thomas gibi gençlerin takıma monte edilmesi iyi sonuç vermişe benziyor. Hırvatistan'ı bir de bu oyuncular tecrübelendikten sonra izlemek lazım.
- Maçları İran'lı taraftarlar arasında izleme gafletinde bulundum. Fark 20'li 30'lu sayılara bile çıktığında hala deli gibi bağırıyorlardı. Biraz sakin olsalardı maçın havasına daha rahat girebilirdik. NOT : Slovenler bile dalga geçti onlarla !!!
- İran'lı kadınların yaptıkları makyajla kozmetik dükkanı açılır ! Bazıları palyaço gibi olmuştu, bazıları ise zombi gibi ! Hacı yağı ve çakma parfüm kokularından ne kadar bunaldığımı, inanın tahmin edemezsiniz.
- İlginçtir ; Amerika özellikle ilk yarıda İran karşısında zorlandı. İran'lı oyuncuların serbest atış atarken uyguladıkları taktik ilgi çekiciydi. Ne zaman serbest atış çizgisine gelseler ; Haddadi kendi boyalı alanında bekliyordu sırf fast break yememek için ribauntu Amerika'ya vermeyi göze alıyorlardı. Bu arada Haddadi'de iyi oynadı hakkını yememek lazım, saha içinde Rudy Gay ile olan muhabbeti eğlenceliydi.
- Russel Westbrook turnuvada izlemesi en çok keyif veren oyuncu. Ümit Davala tarzı saçları, akışkan oyunu ve müthiş atletizmiyle dikkat çekiyor. Onu burada izlediğim için kendimi şanslı hissediyorum.
- Kevin Love'da Amerika'nın görünmeyen kahramanlarından. Savunduğu pivotlar ona karşı büyük bir fizik üstünlüğü sağlıyor, ama o bu fizik eksikliğini gücü ve basketbol bilgisiyle kapatıyor. UCLA forever diyesim geliyor ; Westbrook ve Love yüzünden !
- Anderson Varejao kadar numaracı ve çirkef bir basketbolcu daha görmedim ben şu dünyada. Calderon bile onun yanında dondurmasını yalayan çocuğa döner, o derece fena ! Dün ilk defa oynadı ve takımı baltalamaktan başka bir işe yaramadı. Ortamı acayip gerdi. Vidmar'ı sakatladı ve o olayın üstüne de Nachbar'ın teknik faul almasını sağladı, tüm bunların üstüne bir de tribündeki bayan izleyicileri kendisine bağlamayınca ona olan nefretim bir kaç kat daha arttı !
- Bostjan Nachbar müthiş oynadı. Bench'ten gelerek takımı sırtladı. Tabi ki tüm bunları yaparken 3 numara oynuyordu, 4 numara değildi yani. Umarım bu sene Efes'te de böyle oynar.
- Jaka Lakovic aslında turnuvanın bekleneni veremeyenlerindendi taa ki son iki maça kadar. Hırvat maçında iyi bir skor katkısı vermişti, Brezilya maçında da aynı çizgisini sürdürdü üstelik daha iyi bir yüzde yakalayarak. Sanırım turnuvanın başındaki imajından artık sıyrıldı.
- Sloven taraftarlar hakkında birşey demiyeceğim artık. Salona müthiş bir renk katıyorlar. Bazıları Abdi İpekçi'nin oto parkında karavanlarda kalıyor ve su gibi bira tüketiyorlar. Onlar sayesinde bira karaborsa olarak satılıyor, salon çevresinde.
- Organizasyonun ilk gününde tişört ve top dağıtma tabancalarının nasıl çalıştığı çözülememişti görevliler tarafından, ama dün gördüm ki artık nasıl çalıştığını anlamışlar, bi' problem kalmamış anlayacağınız
- Anonsörün kafası biraz güzel sanki. Sürekli ''make some up noise'' diye bağırıyor ve ingilizce bilmeyen insanlarla ingilizce konuşması da takdire şayan.
- Özellikle İran - Amerika maçında dansçı kızlara büyük bir ayar çekildi. Bi' anda üstleri başları kapatıldı, ne hikmetse ! Bu arada isimleri ''dünyaca ünlü rus dansçılar'' diye anons ediliyor. Bu durumu da anonsöre bağlıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder