Cumartesi, Eylül 25, 2010

Hakan ve Kasaplara Rağmen ; Ernst !..



Neymiş efenim Medical Park Antalyaspormuş ! Yav bırakın Allah'ınızı severseniz, kaç yıllık takımı madara etmeyin şu özel hastane şeysiyle. Gerçi elde bulunan kasaplar yeterince madara ediyorlar güzelim takımı ama neyse. 


Quaresma aldığı darbeler yüzünden yerde kıvranırken...
Erkan Sekman, Sedat Ağçay ve Ertuğrul gibi futbolcu bozmalarını bir kenara bırakırsak ligin zevk veren takımlarından birisi Medical Park Antalyaspor, başlattırmayın Medical Park'ına ! Antalyaspor işte. Sekman'la geçen sene İnönü'de ki Gaziantep maçında taraftarın yarım kalan bir hesabı vardı, o maçta da çirkeflikleriyle ön plana çıkmıştı tıpkı bu maçta da olduğu gibi. Sedat Ağçay ve Ertuğrul'dan bahsetmeyi gerekli görmüyorum bile, onlar zaten ligin gedikli kasaplarından. Geçen sene Galatasaraylılar çok yapardı bu kasap muhabbetini, pek anlayamamıştım o zamanlar bu serzenişi ama şimdi daha iyi anlıyorum. İki üç tane kreatif hareket yapan adam bir anda hedef adam haline getiriliyor bu kasaplar tarafından. Futbol izleme zevki de bırakmıyorlar adamda. Quaresma'ya yapılanları kimse görmezden gelmemizi beklemesin, Sekman resmen biçti adamcağızı. Hakemde sessiz kaldı desem yalan olur yaptı yapmasına görevini de bir türlü kırmızı kartı çıkarma cesaretini gösteremedi...


Kasapları ve oyun içindeki çirkeflikleri bir yana bırakıp oyundan bahsedelim biraz. Schuster kadar futbolu bilmem imkansız, ama şu da bir gerçek ki Cenk bu takımın 1.kalecisi, en azından performansına bakarak bunu anlamamız mümkün. Yanılmıyosam Beşiktaş forması altında sadece 1 gol yedi Cenk, bu da onun neden Hakan'ın yerinde olması gerektiğini gösteriyor kanımca. Şu maçta yaptığı hatalara bakarak değerlendirmek istemiyorum Hakan'ı ama Hakan'da hep aynı hataları yapıyor be kardeşim ! Müthiş bir çizgi kalecisi Hakan ama sadece müthiş bir çizgi kalecisi, ne ayak-el kordinasyonu üst seviyede ne de yan top bilgisi. Yediği bütün gollere bakın, hepsi birbirinin fotokopisi. Bu arada Rüştü yaşıyor değil mi ?


Schuster'i eleştirmemiz gereken bir diğer nokta da şu üçlü ön libero mevzusu. Evinde oynadığın bir maçta -hem de 2. seviye bir anadolu takımına karşı- üç tane ön libero ile çıkarsan eleştirilirsin doğal olaraktan. Şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki Ernst şu performansı sergilemeseydi Schuster büyük eleştiri bombardımanına tutulurdu. Bu sistemde Necip biraz daha ofansif olarak düşünülmüş olabilir, ancak Necip henüz hücumsal olarak o seviyede değil. Bugün düşünülenin aksine Ernst o görevi üstlenmeye çalıştı. Guti'nin yokluğunda paslarıyla ve mücadelesiyle onu aratmadı. Hilbert'in sağbek performansına da değinmek lazım. Erhan Güven'den daha iyi bir performans sergilediğini düşünüyorum, hücum ile savunma arasındaki bağı çok iyi kurdu. Erhan'ın hücumdaki, Ekrem'in ise defanstaki savrukluğu yoktu onda. Gerçi yaptığı hatayla her şeyi berbat ediyordu ama olsun performansı ilerisi için umut vericiydi. En azından Rıdvan dönene kadar o mevki için iyi bir alternatif olabilir. 




Beşiktaş genel anlamda iyi ama şu saçma salak defans hataları takımı müthiş derecede zorluyor. Bugünkü örneğinde olduğu gibi adamlar pozisyon yaratmakta zorluk çekerken biz golü onların önüne altın tepside sunuyoruz, artık sistem de oturdu bu hatalar tamamen oyuncu kaynaklı hatalar. Bu saçmalıklara da bir son verebilirsek ileride daha iyi yerlere gelebileceğimize inanıyorum, sonuçta Schuster bizim için bir şans bunu değerlendirmemiz lazım. Heee bu arada son bir not ; Tayfur'un tribünde olması takımdaki yerliler ile Schuster'in arasını açabileceğini düşünüyorum. Özellikle Toraman'ın hal ve tavırları takımda gruplaşma olduğu yönünde dedikodular çıkarabilir, umarım bu sorunda en kısa zamanda çözülür. Şairin de dediği gibi inanın çocuklar, güzel günler göreceğiz güneşli günler !

Hiç yorum yok: