Pazar, Ağustos 29, 2010

İlk Günden İzlenimler...


Malumunuz dün dünya şampiyonası başladı. Bir de töreni vardı di' mi ? Her ne kadar bütün medyada '' müthiş açılış '' diye lanse edilse de bunun kendi bokumuzu kapatmak amacıyla böyle ortaya koyulduğu açıkça belliydi. Neyse açılışa girersek çıkamayız, o yüzden turnuva ile ilgili izlenimlerime geçeceğim.
  • Sloven taraftarlar müthişti. Sanki kendi evlerinde oynuyorlardı, tek kelimeyle az öncede dediğim gibi müthişlerdi.
  • Kapıda ki güvenlik görevlilerinin çoğu ingilizce bilmiyordu, bu yüzden yabancı taraftarlarla güvenlik görevlileri arasında büyük bir iletişim kopukluğu vardı.
  • Bütün bozuk paralar girişte toplanıyordu, bu paralar dışarıdaki LÖSEV'e ait kutulara koyuluyordu. Bu güzel bir işti bence, akıl edeni kutlamak lazım.
  • Kantin fiyatları çok uçuktu. Sosisli yemek isterseniz 10 tl bayılmanız gerekiyordu, üstüne bi de kola isterseniz masrafınız 15 tl'ye çıkıyordu. Bravo FEDERASYON !
  • İran taraftarları da iyiydi. Slovenlerle kıyaslayamam ama yine de idare eder kıvamdaydılar, en azından maçın başından sonuna kadar takımlarını desteklediler.
  • Goran Dragic, müthiş bir oyun sergiledi. Turnuvanın yıldızı olabilir benden demesi. Gasper Vidmar'da kendisinden beklenmiyecek bir performans sergiledi, helal.
  • Bostjan Nachbar'da günün iyi performanslarından birisine imza attı, dış atışlarda müthiş bir yüzdeyle oynadı. Yırtıcıydı, istekliydi, Efes Pilsen'de ki performansının baya bir üstündeydi.
  • Tunus ise değerlendirilecek kapasitede değil, İran'la grup 5.liği için mücadele ederler, takım kaptanları Sulimane kafasında saç olmamasına rağmen iyi oynadı, mücadelesi takdire şayandı.
  • Amerika dream team havasında olmamasına rağmen, Hırvatistan'ı rahat geçti. Özellikle ilk çeyrek dışında, Hırvatistan hiç bir direnç gösteremedi.
  • Amerika zaman zaman 3 point guardla sahada oluyoru, bu oyunun seyri açısından zaman zaman iyi oluyordu, fakat PG'ler den birisi kudurunca iş boka sarıyordu.
  • Hırvatistanın ayakta kalan isimleri ; Popovic, Bogdanovic ve Tomic'ti. Planicic ve Ukic kendilerinden beklenen performansın altında kaldılar, Amerika savunması ikisini de pasifize etti.
  • Iguodala milli takım oyuncusu değil, işi fanteziye vuruyor. Karşısındaki rakibi küçümsüyor.
  • Amerika'da, Odom içeride çok yalnız kalıyor -özellikle Durant 4 numara oynarken- bu da içeride büyük bir probleme sebep oluyor. Tyson Chandler içeride daha sağlam duruyor ama o da çabuk faul problemine girdiği için sahada pek kalamıyor. Amerika'nın diğer uzunu(!) Kevin Love ise bu iki oyuncudan baya dakika çalacağa benziyor, ama onunda fiziksel bi dezavantajı var.
  • Brezilya'da Anderson Varejao oynamadı, iyi oldu onu izleme eziyetine katlanmadık. Fotoğraf çektirme esnasında bile agresifti, neredeyse fotoğrafçıyı dövüyordu.
  • Brezilya'lı Alex Garcia'nın şut biçimi acayip rahatsız. O ne çirkin bir atış şeklidir, öeh be !
  • İran herhalde turnuvanın en mücadeleci takımı, ama yetenekleri sınırlı. Bu yüzden çabaları hep boşa gidiyor.
  • Ve son bir not : İstanbul'da güzel kız popülasyonu şu sıralar hat safhada, bilginize :))))

Hiç yorum yok: